
KATARSİS
boynundan ciğerlerime dolan,
uzun gecede çam kokusu,
serin bir yel,
denizin şırıltısı,
vücudumdaki derin ürperti,
aymaz ruhumun kontrol radarında
kırmızı parlak bir nokta,
kalbim.
ellerin.
avucundan kollarına süzülen,
sıcak ve içimden.
bu denli aidiyeti
başka nasıl telaffuz ederim bilmiyorum,
seni ne kadar seversem
kendime nankörlük etmiş oluyorum.
senden öğrendim.
insan ellerini,
dünyanın namussuzca kirlettiği
hangi suyun altına soksa arıtamayacak.
şimdi sevdiğim sokak köpeklerinden
teker teker özür diliyorum
-ellerimi onlar kirletti sanıyordum-
yeryüzünün şahit olacağı
en büyük arınmanın başrolünde,
sen ve ben olacağız
hakimiyet kuramadığımız elektronlarımızdan
çıplak ayaklarımızın
yere basmasına gerek kalmayacak kurtulmak için.
ne de olsa
topraktan yaratıldı ya insanoğlu
parmak uçlarımızdan
deli kanımızda
birbirimize karışacağız.